Flash ve Silverlight güle güle… Hoşgeldin HTML5

Uzun zamandır bu konuda yazmak istiyordum ama bir türlü yoğunluktan fırsat bulamıyordum ama artık zamanın geldiğini düşünüyorum. Eskiden Flash ile ArcIMS tabanlı CBS uygulamaları geliştirdim ve o zaman için de destekledim ama gün geçtikçe tarayıcılar hızlandı ve yetenekleri arttı. Sonra Microsoft Adobe’a ve Flash’a karşı bir hamle ile Silverlight’ı çıkardı. İlk başta güzel olabilir diye düşünsem de plugin istemesi nedeniyle pek yaygınlaşamayacağını düşündüğümden Silverlight’a da pek şans vermedim. Sonra ne oldu Google rakiplerine karşı bir standartı destekledi ve HTML5 ön plana çıkmaya başladı. Tarayıcı işine girerek Chrome’ı çıkarttı. Javascript motoru V8’i yazarak Javascript’e yeni bir yön verdi. Bu destek sonrasında diğer tarayıcılar da sırası ile HTML5’e arka çıkmaya başladılar. Öyle ki Microsoft bile bu rüzgara karşı duramadı ve geçtiğimiz ay çıkarttığı tarayıcısı Internet Explorer’ın 9. versiyonun kısmen de olsa HTML5’e destek verdi. (kısmen olayını başka bir yazıda yazarım 🙂 )

Bu arada iPhone ve iPad ile diğer şirketleri sollayan Apple’da Flash’a ve Silverlight’a karşı HTML5’i destekleyeceğini ve iOS cihazlarda kesinlikle bu pluginleri çalıştırmayacağını söyledi ki sonrasında yeni nesil MacBook’larında Flash öntanımlı olarak bile kurulu gelmemeye başladı. Hatta internette yapılan testlerle Flash çalışmayan MacBook’lar çalışanlara göre 2 saat daha uzun pil ömrü vaadediyordu.

Yıl 2011 olduğunda rekabet daha da hızlandı ve neredeyse tüm tarayıcıların son sürümleri HTML5 desteğine kavuştu. Artık Flash ve Silverlight’ın varlığı sorgulanmaya başlandı ki bu noktada ben de özellikle CBS konusundaki çalışmaları görünce birşeyler yazmak istedim. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim üzere burada yazdıklarım benim şahsi görüşlerimi belirtmektedir.

Bilindiği üzere Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) Google Maps’in verdiği ivme ile daha hızlanmış ve teknolojiler Google Maps’i destekler bir hale gelmiştir. Google Maps ile hayatımıza giren kayan haritalar ile masaüstü deneyimine yakın bir ölçüde web harita uygulamaları geliştirilmeye başlandı ve kullanıcılar da gerek lisans gerekse program kurma zahmetinden kurtuldukları için bu yeni nesil web tabanlı CBS uygulamalarını tercih ettiler. Ama bu uygulamalar yukarıda bahsettiğimiz 3 farklı teknoloji ile geliştirilmeye başlandı ve Flash/Silverlight ile geliştirilen uygulamalar son kullanıcılara plugin kurma gerekliliği getirdiler. Bu durum hem uygulamalara zenginlik getirmiş olsa da Türkiye’de özellikle ESRI’nin geliştirdiği standart Flex/Silverlight şablonları ile yapılan birbirine benzer onlarca uygulama ortaya çıktı. Ayrıca Flash birçok bilgisayarda kurulu olsa da Silverlight’in kurulu olmaması insanları kurulum yapmaya zorluyor. Ayrıca halka hitap etmesi gereken belediye kent rehberi gibi uygulamaların da Silverlight benzeri teknolojiler ile geliştirilmesi bana garip geliyor. Hazırlanan uygulamalardaki özelliklerin neredeyse tamamı HTML ve Javascript ile de yapılabiliyorken neden ekstra eklentilere ihtiyaç duyalım.

Gelecek Google ve Apple’in önderliğinde HTML5’e doğru giderken, Microsoft ve Adobe’da bunu görmüşken hala neden eklentili gerektiren uygulamalar geliştiriyoruz? İşte kendimize sormamız gereken soru bu.

İlerleyen günlerde HTML5 ile ilgili yazılara devam etmek dileklerimle.

Apple’dan yenilikler ve MacBook Air 11.6″

5 gün önceki yazımda Apple’in bugün (20 Ekim 2010) bir duyuru yapacağını söylemiş ve dedikodular ışığında neler çıkabileceğini yorumlamıştım. Duyduğumuz dedikoduların neredeyse tamamı doğrulandı diyebiliriz. Sırası ile bugün neleri duyurdular onlara bakalım :

– iLife yazılımı ile ilgili güncellemeler geldi.

– FaceTime artık Mac’te de olacak, yani iPhone üzerinden yapılabilen görüntülü konuşma Mac ortamına da gelmiş oldu.

– Mac OS X (10.7) Lion 2011 yazında çıkacak. Bu sistemde en büyük yenilik Mac için “App Store”un gelmesi olacak. iPhone ve iPad’de büyük başarı sağlayan “App Store”u Mac ortamına da çekerek hem Mac’lerin popüleritesini arttıracak hem de Mac için uygulama geliştirenlerin sayısını arttıracak. Uygulama geliştiriciler gene %70-30 paylaşım oranıyla kazanacaklar. 90 gün içerisinde hayatımıza gireceğini de belirttiler ki şu an kullandığımız 10.6 ile uyumlu olacaktır.

– Günün bomba haberi ise Yeni Nesil MacBook Air’lar oldu. 13.3″ olan büyük versiyonun yanına 11.6″ olan bir de küçük kardeş geldi. Ayrıca artık Air’larda normal harddisklere elvade diyoruz. Normal harddiskler yerine 64 GB’dan başlayan Flash Diskler geliyor. Böylelikle daha hızlı ve taşınabilir bir sistem elde etmiş oluyorlar. Fiyat olarak ise 11.6” ve 64 GB’lık model ABD’de 999$ gibi bir fiyatla giriyor ki artık MacBook Air almak o kadar da pahalı olmayacak.

Tabi Türkiye’de fiyatlar hala anlamsız pahalı ve bu da Apple’in Türkiye’de yayılmasını önlüyor ama umarım yakında düzelir diyoruz.

Bugünlük Apple cephesinden haberler bunlar…

“Mac’e geri dönüş” – Apple’dan yeni duyuru

Uzun zamandır Apple cephesinde iPhone, iPad haberleri gelmekteydi ve Apple gücünün büyük bir kısmını mobil platforma yönlendirmişti. Fakat bugün bloglara düşen bir habere göre “Back to Mac” isimli 20 Ekim 2010 tarihinde yapacağı toplantıda artık Mac’e de odaklanması gerektiğini duyuracak diye tahminler yürütülüyor. Dedikodulara göre;

– Mac OS X’in yeni versiyonu 10.7’nin duyurulacağı düşünülmekte ve adının da aşağıdaki resimden de tahmin edileceği üzere “Lion” -Aslan- olacağını konuşulmakta.

– Donanım tarafında Intel’in yeni işlemcilerini daha fazla göreceğiz sanırım. Ayrıca grafik tarafı da güçlenecektir.

– Mac Book Air’ın yeni bir versiyonunun çıkacağı söylenmekte ki 11.6 inc boyutunda ve daha fazla pil ömrü olan ki şu an kullandığım 13 inclik Mac Book Air 3.5 saat kadar gidiyor. Yeni Mac Book Air’da bunu arttıracakları düşünülürse “Süper” olur diye düşünmekteyim.

– Apple’in daha önce patent başvurularında görülen dokunmatik ekranları bir süre daha göremeyeceğiz gibi bir his olsa da iOS işletim sistemini Mac OS X’in gadget ekranı için düşündükleri dedikodusu baya bir popüler. Bu olması durumunda iPhone ve iPad uygulamalarını masaüstü ve laptop bilgisayarlarımızda da görebileceğiz, tabi bu  App Store için daha fazla bir pazar payı demek oluyor. Ayrıca mobil uygulamaların daha fazla platformda çalışması da anlamına geliyor. Aslında oyunlar için de güzel bir pazar olur diye düşünmekteyim.

Bakalım 20 Ekim’de neler göreceğiz…