Samsung Galaxy Tab ile geçen 2 saat

Uzun zamandır test etmek için merakla beklediğim Samsung Galaxy Tab sonunda 1 günlüğüne Turkcell tarafından sağlandı. Ben de 2 saat kadar kalan cihaz ile ilgili de birşeyler yazmak istedim.

3 aydır iPad 3G’im ile güzel günler geçirmekteydim. Gerçekten çok sevdiğim bir cihaz olmasına rağmen büyüklüğünden dolayı heryere götüremiyordum. İşte bu noktada Samsung Galaxy gönlümü çaldı 🙂

Steve Jobs’ın “7 inc tablet için uygun değildir!” görüşünün aksine bence ara bir form olarak 7 inc güzel olmuş diyebilirim. Bir defa ceket cebine sığıyor ve 400 gram kadar ağırlığı ile iPad’den baya bir hafif kalıyor. Ayrıca üzerinden telefon görüşmelerini yapabilmek yanınızda bir de telefon taşıma zorunluluğunu kaldırıyor.

Cihazın açılışında birçok programın (bir kısmı Turkcell destekli) yüklü gelmesi büyük bir avantaj, özellikle içerisinde kullanıma hazır Office uygulaması bulunması bir artı. Ayrıca Flash desteği de bir çok kişiye avantajlı gelebilir. Diğer bir artısı ise mikro SIM yerine normal SIM kullanması ki iPad’deki gibi uğraşmadan SIM’inizi takıp kullanabilirsiniz.

Diğer iPad’e göre avantajı ise bir klasör yapısının olması ve MicroSD desteğinin olması. Üzerinde 16 GB hafıza olan Galaxy Tab 16 GB’lık MicroSD ile 32 GB’a kadar çıkabiliyor. Ayrıca Galaxy üzerindeki 2 adet kamera da iPad’den üstünlük olarak görülebilir.

Fakat bütün bu artılara rağmen ben hala Apple platformunu ve iOS Uygulamalarını daha başarılı buluyorum. Bu nedenle de hala tercihim iPad olacaktır diyorum 😀

Bu arada iş yerindeki arkadaşlarım ise iPad ile karşılaştırıp Galaxy’i daha sempatik ve kullanılabilir buldular. Sanırım bu tercih meselesi 😉

Google’dan bir telefon daha, Nexus S. Bitmedi Android de yenilendi : 2.3 oldu

Bu senenin başında Google Qualified Developer olmamdan dolayı Google bana bir Nexus One hediye etmişti ve kendisi ile Nokia 5800’dan sonra 7 güzel ayımız geçmişti 🙂 Tabi sonra gelen iPhone 3GS ile pabucu dama atılsa da gönlümüzde yeri ayrıdır 😉 Google Nexus One’dan sonra telefon işine girmeyecek demişlerdi ama dayanamayıp tekrar girmişler gibi duruyor.

Bu arada sadece telefonu değil Android işletim sistemini de yenilediler ve 2.3 (Gingerbread) sürümüne geçtiler. Umarım 2.3’ü Nexus One da kurabiliriz.

Uzun zamandır dedikoduları vardı zaten, hatta 1-2 hafta önce resimleri de çıkmıştı ama bugün resmi olarak Samsung tarafından üretilen Nexus S görücüye çıktı. Google Nexus One’daki hatalarını bu telefonda tekrarlamayıp pazarlamasını kendi yapmıyor. Ayrıca yeni teknolojileri de telefona ekleterek gelecek için hazırlık yapıyor.

Gelelim telefonun bazı göze çarpan teknik özelliklerine : (Tüm özelliklerine sayfasından erişebilirsiniz)

  • Near Field Communication (NFC) – Yakın Alan İletişimi
  • 4.0″ WVGA (480×800) (iPhone 4 ile aynı)
  • Super AMOLED ekran
  • 1GHz Cortex A8 (Hummingbird) işlemci (Multitasking canavarı diyorlar kendisine)
  • 16GB iNAND flash hafıza (hafıza arttırılmıyor, eksi versek mi?)
  • Arka yüz kamerası : 5 megapixels (2560×1920)
  • Ön yüz kamerası : VGA (640×480)

Görüldüğü üzere telefon iPhone ile yarışır vaziyette ama ondan bir farkı “Near Field Communication (NFC)” olarak adlandırılan çip teknolojisi. Bu donanım ile cep telefonlarımız yakında kredi kartı gibi kullanılabilecek, ya da dijital bilet olarak hizmet verebilecek. Google şimdiden bunda gelecek gördü ve donanımsal olarak yeni telefonu Nexus S’e dahil ettirdi. Ayrıca NFC desteği Android 2.3’te de mevcut.

Telefon 16 Aralıkta Best Buy’da satışa sunulacak, tabi şu an için Amerika ve İngilitere’de sunulacak. Sanırım biz gene karaborsadan ancak alabiliriz 🙂

Telefonun tanıtım reklamı :

Google Earth Engine nedir? Yenir mi?

Malum insanoğlu çevreye bugüne kadar yeterince zarar verdi ve artık iklim değişikliği ve kirlilik gibi konular ortaya çıkınca da verdikleri zararı nasıl geri çevirebiliriz diye düşünmeye başladılar. Artık her gün yeni bir bu gidişata dur deme eylemi ya da aksiyonunu görür ya da duyar olduk.

Google da bu kervana katıldı ve olaya yeni boyut kattı. Google Earth Engine adı verilen projeyi devreye aldı. Projenin isminden dolayı Google Earth’e benzese de yapı olarak biraz farklı. Gene olay haritalar üstüne kurulu fakat bu sefer Google’un yol, uydu görüntüsü ya da yükseklik katmanlarına ek olarak bilim adamlarınca çok kullanılan evrensel katmanları da Google Maps üzerinde görebiliyorsunuz.

Öncelikle Landsat’ın 25 yıllık arşivini ve MODIS görüntülerini kullanabileceksiniz. Tabi olay sadece bu görüntüleri görmek değil bu görüntüler üzerinde analiz de yapmak. Sağladıkları sistem sayesinde (şu an kapalı beta olarak çalışıyor) bilimsel hesaplamalarınızı Google altyapısı ile daha hızlı bir şekilde yapabileceksiniz. Ayrıca Google’ın sağladığı araçlar ile görüntüler üstündeki bulut ve kirlilikleri de silebileceksiniz.

Örneğin Meksika Ulusal Orman Komisyonu ile yaptıkları projede normalde 15.000 (evet yanlış okumadınız on beş bin) saat süren bir görüntü işleme olayını Google’ın altyapısını kullanarak 1 günden kısa bir sürede tamamlamışlar. Böyle bir yapıyı kullanmak gerçekten bilime ve insanlığa hız kazandıracaktır.

Google önümüzdeki 2 yıl için 10 Milyon CPU saatini bu iş için bağışlamış bulunuyor. Daha önce Amazon da S3 hizmetinde uluslararası fayda sağlayan dosyaları ücretsiz barındıracağını duyurmuştu. Böyle adımlar ile insanoğlu umarız yaptıkları yanlışları düzeltmenin bir yolunu bulur 🙂

ve karşınızda : Google Earth 6

CBS ile ilgisi olsun olmasın herkesin favori programları arasında yer alan Google Earth’ün 6. versionu çıktı. Yeni versiyonda 3 yeni özellik göze çarpıyor :

  • Google Streetview ile entegrasyon sağlanmış, artık Google Earth içerisinden Streetview’e erişim var.
  • 3 Boyutlu Ağaçlar ile gerçek görünüm arttırılmış. 50 değişik ağaç türünün sisteme eklendiği söylenmekte.
  • Tarihsel Görüntüleme de geliştirilmiş, böylelikle eski görüntülere daha rahat erişim sağlayabiliyorsunuz.

Tabi bu özelliklerin çoğu veri ile ilgili olduğu için ülkemizde bunları görmemiz şu an için pek mümkün görünmüyor ama gene de hoşgeldin Google Earth 6 diyorum 😀

Bing Maps ve Microsoft’a neler oluyor

Uzun zamandır Açık Kaynak türevlerine savaş açan Microsoft artık bu rüzgara karşı yelken açmak yerine bu rüzgarla beraber yol almayı seçecek gibi. Yazdıklarımdan Microsoft Windows’u ya da Office’i açık kaynak yapacak anlaşılmasın ama Microsoft daha önce ürünü olan Bing Maps’te açık kaynağın bir uzantısı olarak nitelendirilebilecek olan Open Street Maps’e yer verdi. Dün de yeni bir haber ile Open Street Maps’in kurucusu Steve Coast’u Bing Maps’e transfer etti. Ayrıca Open Street Maps’e uydu görüntüsü desteği de vereceğini açıkladı.

Bu gelişme ile Microsoft Google’un kendi harita verilerini toplamasına karşın Open Street Maps’in arkasındaki topluluğu arkasına alarak kendini güçlendirmeyi hedefliyor sanırım. En azından bloglardaki yorumlar buna işaret ediyor.

Hadi hayırlısı diyorum 🙂

iOS 4.2 çıktı

Uzun süredir ha çıktı ha çıkacak denilen iOS 4.2 güncellemesi çıktı. iTunes’unuzdan güncelle diyerek iPhone, iPad ya da iPod Touch’ınızı yeni işletim sistemine kavuşturabilirsiniz.
Yeni güncelleme ile artık tüm cihazlarda aynı özelliklere erişebilir olduk.

1 aydır geliştiricilere sunulan iOS 4.2 GM versiyonunu hem iPhone’umda hem de iPad’imde test ediyordum. iPhone için 4.1’den sonra pek bir fark göremesem de iPad için gerçekten çok fazla şey değişti. Gerçi sağ tarafındaki ekran oryantasyonu kitleme tuşu artık yerini ses kapatma olarak değişti ve buna gıcık olsam da Steve Amca’ya laf edilemiyor, yaptıysa vardır bir bildiği diyorum 😀

Yeni iOS versiyonunuz hayırlı olsun…

Angry Birds’te Barış Rüzgarları

Başlık biraz garip durabilir “Angry Birds” nedir bilmeyenler için 🙂 Kısaca Angry Birds iPhone’da çalışan (şu ara Android’de de çalışıyor) ve uzun süredir üst sıralardan inmeyen bir oyun. Oyun için 8 Milyon indirmeden bahsediliyor ki bu yatırımcılarının şimdiden dolar milyoneri olduğu anlamına geliyor.

Oyun kuşların yumurtalarını domuzların çalması ile başlayan komik bir hikayeye sahip. Bu arkadaşlar devamlı olarak intikam peşinde koşuyorlar ve savaş halindeler. Bugün bunu yazmamın sebebi de bu, viral reklam olarak tasarlanan kuşlar ile domuzların barış antlaşmasını anlatan video. Benim çok hoşuma gitti, sizin de beğeneceğinizi düşündüm 😀

Facebook etkinliğinden canlı canlı

Daha önceki yazımda da bahsettiğim Facebook’un bir yeniliğini daha tanıtacağı etkinliğe internet üzerinden canlı olarak ulaşılabilir olunca ben de kendimce bir ilk yaparak bunu size olduğu kadarı ile Türkçe olarak canlı aktarmaya çalışacağım.

Daha önceki yazımda da anlattığım üzere Facebook e-posta konusunda bir yenilik açıklayacak gibi duruyor. Bakalım neler olacak?

Etkinlik Türkiye saati ile 20:00’da başlıyor. Eğer canlı yayında bir aksilik çıkmaz ise ben de size canlı canlı aktarıyor olacağım 🙂

20:00 -> Mark Zuckerberg sahnede.

20:00 -> Şükran günü ile ilgili eski bir anısını anlatıyor, bakalım nereye bağlayacak 🙂

20:01 -> Evet e-posta’nın yavaşlığından bahsediyor 🙂

20:03 -> Facebook ve SMS’in e-postadan hızlı olduğunu anlatıyor.

20:04 -> Facebook üzerinden günde (yanlış anlamadıysam) 4 Milyar mesaj gönderiliyor.

20:06 -> Facebook’un yeni mesajlaşma sisteminden bahsetmeye başladı.

20:08 -> 3 yeni özelliği olan yeni Facebook mesajlaşma sistemi. Bu bir e-posta değil 🙂

3G bağlantımdaki bir sorun nedeniyle atlamalar oluyor, özür dilerim 🙁

20:14 -> Seamless Messaging, Conversation History, Social Inbox

20:15 -> @facebook.com hesabı veriliyor ve kullanıcı ID’leri ile aynı olacakmış.

20:16 -> E-postayı kullanma zorunluğu yok. E-posta, chat ve Facebook mesajlaşma aynı yerde olacak. Yani e-postadan geleni chat ile cevaplayabileceksiniz. (Seamless Messaging)

20:18 -> 2. özellik ise bütün mesajları bir yerde arşivlemeniz.

20:20 -> Teknik detayları anlatıyor ki muhtemelen bu kadar büyük arşivi nasıl tutacaklarına bağlayacaklar.

20:21 -> Facebook’un şu ana kadar ayırdığı en büyük mühendis gücü : 15 Mühendis.

20:22 -> Social Inbox ise mesajlarınızı önemine göre ayıran bir sistem olarak adlandırılabilir.

20:25 -> Mark tekrar sahnede.

20:26 -> E-postalar hala kullanılabilir.E-postayı öldürmek gibi bir isteğimiz yok. Yeni bir erişim sistemi kurmak istiyoruz.

20:27 -> Şimdi soruları alıyorlar.

20:35 -> Yeni sistemin e-postayı kullanmayı öldürmek yerine daha iyi kullanımı olacağını anlatıyorlar. Yeni sistem ile diğer e-posta sistemlerinin birlikte çalışabileceğini anlatıyor. Ayrıca bunun GMail katili olacağı söylentisinin komik olduğundan da bahsediyorlar.

Tekrar 3G bağlantısı problemi oldu, soruları kaçırdım 🙂

20:51 -> Etkinlik resmi olarak son buldu.

Not : 2-3 ay içerisinde sistemin aktif olacağı söyleniyor herkes için.

Bu canlı blog benim ilk denememdi, hatta anlık bir karar ile yaptım, bu nedenle takip eden 1 kişi bile olmayabilir 🙂 Ama güzel bir tecrübe olduğu kesin benim için.

Facebook’tan yeni bir atılım daha

Şu aralar Facebook’ta büyük bir kıpırdanma var. Daha önce henüz Türkiye’de kullanılmasa da Places’ı tanıtarak mekanları da işin içine katan Facebook, geçtiğimiz haftalarda da mobil tarafta güncellemeler yaparak 500 Milyona varan kullanıcılarını mutlu etmeye çalışıyor. Facebook bu arada Google’ın resmi düşmanı ve hisselerinin bir kısmının sahibi Microsoft ile de beraber çalışmayı ihmal etmiyor. Son olarak Bing Maps’i harita tabı olarak da kullanıcıların hesaplarına eklemeye başladı.

Bu kadar atılım yeterli, artık dururlar derken bugün TechCruch’da yeni bir Facebook etkinlik davetiyesi daha görüldü. 15 Kasımda gerçekleşecek bu etkinlikte daha önceden üzerinde çalıştıkları “Project Titan” olarak da adlandırılan ve GMail’i öldürecek denilen e-posta istemcisinin tanıtılacağı düşünülüyor. Son zamanlarda Google’dan birçok mühendis Facebook’a transfer olmuştu. Ama bu kişilerden öyle birisi var ki Google Maps ve Google Wave’in babası olarak nitelendirilen “Lars Rasmussen” de bu transfer tayfasına katıldı. Aslında Lars Facebook’a geçerken biraz buruk ayrılmıştı Google’dan çünkü Wave projesine devam etmeme kararı alınmıştı. Lars’ın Wave üzerinde büyük emeği ve hayalleri olduğu düşünülürse bu kapatma onun Facebook’a geçmesine yardımcı olmuş gibi durmakta.

Şimdi Lars’ın transferi ve Facebook etkinliği yeni ürünün gerçekten farklı birşey olabileceği ve belki de GMail’i sallayabileceğini düşünebiliriz. Bakalım 15 Kasım 2010’da neler olacak? 🙂

ExtMap Touch – Mobil CBS Uygulama Çatısı

Uzun zamandır sessizliğe bürünmüştüm, sebebi ise üzerinde uğraştığım projeydi. Daha önce ExtMap JS ve iExtMap adında web ve iPhone ortamları için uygulamalar geliştirmiştim ama hayalimde mobil web ortamında çalışacak, yanı neredeyse tüm mobil tarayıcılarda çalışacak bir uygulama yazmak vardı. Sencha Touch JS Uygulama Çatısının (Framework) yayınlanması ile birlikte Sencha firması bir mobil geliştirme yarışması düzenledi ve ben de bu yarışmaya katılmaya karar verdim. Bu yarışma uygulamaya başlamam için iyi bir motivasyon kaynağı oldu.

Geçen hafta yarışma sonuçları açıklandı ve sonuç biraz hüsran oldu 😀 Ama bu yarışma nedeniyle başladığım uygulamamı bitirmek belki de daha güzel bir ödül oldu benim için.

Daha önce ExtMap JS ile başladığım yola sonrasında iOS (iPhone) uygulaması olan iExtMap ile devam ettim. Aslında mobil bir uygulama yazmıştım ama yazdığım uygulama “native” bir uygulama olduğu için sadece iOS cihazlarda çalışmaktaydı. Ben de Sencha Touch ile HTML5/JavaScript ve CSS3’ün getirdiği avantajları kullanarak ExtMap Touch’u yazdım.

ExtMap Touch’ı yazma sebeplerimin başında yukarıda da bahsettiğim gibi her platformda çalışacak bir mobil CBS uygulaması yazmaktı ki bu noktada Mobil Web en uygun platform olacaktı. Çünkü günümüzdeki popüler mobil platformlar; iOS, Android, WebOS, Bada, BlackBerry ve Symbian vb, web tarayıcı için Apple’in açık kaynak olarak geliştirdiği WebKit motorunu kullanmaktalar. Durum böyle olunca web geliştiricinin hayali olan tek bir tarayıcı için geliştirme yapmak gerçekleşmiş oluyor. Tabi bu noktada bütün platformlarda aynı tip WebKit fonksiyonları da bulunmayabiliyor, yani uygulamanızın kesin çalışacağı garantisi maalesef olmamakta ama gelecekte aynı motoru kullandıkları için ortak bir payda da birleşeceklerini umut etmekteyim.

WebKit’in mobil ortamlarda defakto standart olmasının yanı sıra HTML5’e tam destek vermesi de yeni nesil uygulamalar için süper yetenekler anlamına geliyor. Örneğin ExtMap Touch’da kullanıcının eklediği katmanlar, favori noktalar ve son kaldığı nokta ile harita tipi tarayıcıda WebSQL ve LocalStorage aracılığı ile saklanıyor, böylelikle kullanıcı sonraki ziyaretinde aynı yerden devam ediyor. Üstelik sunucu tarafında hiçbirşey tutulmadan.

Uygulamada altlık harita olarak

  • Google Maps
  • Bing Maps
  • Open Street Maps
  • Boş (kendi altlık haritanız için)

olmak üzere 4 farklı kaynaktan beslenmekte.

Uygulamanın fonksiyonlarına gelirsek :

  • Dinamik olarak katman ekleme (ArcGIS Server katmanları, WMS, KML/GeoRSS ve Tile Servisleri)
  • GeoLocation (kullanıcının mevcut pozisyonunu alır)
  • Yaklaş / Uzaklaş
  • ArcGIS Server Katmanlarında sorgu yapma
  • Favori nokta ekle/gör
  • Enlem-Boylam ve yükseklik gör
  • Girilen Enlem-Boylam’a git
  • Adres bulma (Geocoding-Reverse Geocoding)

Uygulama kapsamında hem HTML5 hem de CSS3 teknolojileri JavaScript ile iç içe kullanıldı. Öyle ki harita değişimleri arasında CSS3’ün 3-Boyut geçiş efektleri kullanıldı.

Uygulama ilgili detaylara aşağıdan ulaşabilirsiniz. Bu arada bu sefer ExtMap JS’deki Açık Kaynak felsefesi bu uygulama için geçerli olmayacak. İnsanların açık kaynak kodları alıp, sonra da ben yaptım demesi ki Türkiye’de çok yapılan bir hareket. Bu sebepler nedeniyle uygulama kapalı olarak gelişecek 🙂

Uygulamanın Demo Adresi : www.extmap.com/touch

ExtMap’in Genel Adresi : www.extmap.com

Uygulamanın Videosu :